Türkiye’nin güneyinde bulunan Hatay ilinin Yayladağı ilçesinde, 10 Ocak 2025 tarihinde saat 07:08’de 4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremin merkez üssü Yayladağı olarak belirlenirken, sarsıntı çevredeki diğer illerden de hissedildi. Bu durum, bölgedeki halkı büyük bir korkuya sevk etti ve birçok kişi kaygılı anlar yaşadı.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamalara göre, depremin etkisi sadece Hatay ile sınırlı kalmadı. Çevre illere ve Suriye’nin bazı bölgelerine kadar hissedilen sarsıntılar, halk arasında endişe yarattı. Özellikle 2023 yılının 6 Şubat tarihinde yaşanan büyük depremin ardından, Hatay ve çevresi sıkça depremlerle sarsıldığı için bu olayın hatırlatıcı etkisi daha fazla oldu.
Depremi yaşayan ve olayın tanığı olan Mehmet Çelik Yürek, o sırada dükkânında oturduğunu belirtti. Yürek, “Bir uğultu gibi ses geldi ve geçti. 6 Şubat’ı anımsatıyor. 6 Şubat yaklaşınca tedirgin oluyoruz” diyerek, geçmişteki büyük depremin yarattığı travmanın hala geçmediğine dikkat çekti. Bu benzetme, bölgedeki pek çok kişinin bu tür olaylara karşı daha duyarlı hale geldiğini gösteriyor.
Bir diğer depreme maruz kalan kişi olan Mehmet Koşar ise, “Depremi unuttuk sandık ama geri geldi. Bu deprem tekrardan 6 Şubat gecesini hatırlattı” şeklinde açıklamalarda bulundu. Koşar’ın sözleri, depremin insanların psikolojisini nasıl etkilediğinin altını çizerken, bölge halkının yaşadığı korkunun halen taze olduğunu gözler önüne serdi.
Hatay ilinin deprem geçmişi göz önüne alındığında, yaşanan bu küçük sarsıntı bile insanların hafızasında derin izler bıraktı. 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen ve binlerce insanın hayatını kaybetmesine, birçok yapının yıkılmasına neden olan büyük depremin yarattığı etkiler, bu yeni sarsıntı ile birlikte yeniden gün yüzüne çıktı. Bölge halkı, doğal afetlerin getirdiği belirsizlik ve korkuyla başa çıkmakta zorluk çekiyor.
Sonuç olarak, 10 Ocak 2025 tarihinde Hatay’da meydana gelen 4 büyüklüğündeki deprem, bölge halkının psikolojik olarak ne denli tedirgin ve hassas bir durumda olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Sarsıntı, sadece fiziksel etkiler değil, aynı zamanda duygusal ve ruhsal açıdan da derin etkiler bırakıyor. Afet sonrası normalleşme sürecinin ne denli uzun olduğu ve bu tür doğal afetlerin her an tekrar etme ihtimali, halk için bir kaygı kaynağı olmaya devam ediyor.