Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), 2025 yılı için önemli bir yeniden değerleme düzenlemesine imza attı. Bu düzenleme, Kurul’un 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’na bağlı olarak yapılan işlemleri kapsamaktadır. Ayrıca, 2499 sayılı mülga Sermaye Piyasası Kanunu’na dayanarak çıkarılmış ve halen yürürlükte olan yönetmelik, tebliğ ile diğer alt düzenlemeler de bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Yeniden değerlemeye tabi tutarlar, 2025 yılı için yapılan düzenlemede 1 Ocak 2025 ile 31 Aralık 2025 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde belirlenmiştir. Bu süre zarfında uygulanacak yeniden değerleme oranı yüzde 43,93 olarak belirlenmiştir. Geçtiğimiz yıl, yani 1 Ocak 2024-31 Aralık 2024 döneminde bu oran yüzde 58,46 olarak belirlenmişti. Dolayısıyla, bu yıl değere yapılan düzenleme, bir önceki yıla göre belirli bir düşüş göstermektedir.
Bunun yanı sıra, Kurul, halka arz başvurusu yapacak şirketlerle ilgili önemli kriterler de belirlemiştir. Halka arz işlemleri, şirketlerin aktif büyüklük ve ciro kriterlerine bağlı olacaktır. 2025 yılı için, halka arz başvurusunda bulunacak şirketlerin minimum 2,4 milyar lira aktif büyüklüğüne ve 1,2 milyar lira ciroya sahip olması gerekecektir. Bu kriterler, 2023 yılında uygulanmakta olan 1,5 milyar lira aktif büyüklük ve 750 milyon lira ciro şartlarının yukarısında bir düzeyde belirlenmiştir.
Bu düzenlemelerin, Türkiye sermaye piyasalarının gelişimi ve şirketlerin halka arz süreçleri üzerinde önemli etkileri olacağı öngörülmektedir. Öne çıkan bu yenilikler, şirketlerin finansal yapılarının güçlendirilerek yatırımcı güveninin artırılması ve piyasa koşullarının iyileştirilmesi hedeflerini taşımaktadır.
Yapılan tüm bu düzenlemeler, Sermaye Piyasası Kurulu’nun, piyasa dinamiklerine ve ekonomik koşullara yanıt verecek esneklikte hizmet sunma anlayışını göstermektedir. Şirketlerin sermaye artırma ve halka arz süreçlerini daha da kolaylaştıracak olan bu düzenlemeler, ayrıca yatırımcı açısından da daha net bir yapı sunmayı hedefliyor.
Kısaca, Sermaye Piyasası Kurulu’nun 2025 yılı için uyguladığı yeniden değerleme oranlarındaki değişiklikler ve halka arz kriterlerindeki düzenlemeler, Türkiye’nin finansal ortamına dair olumlu izlenimler yaratılmasına katkıda bulunabilir. Bu tür düzenlemeler, piyasa katılımcılarının daha bilinçli adımlar atmasına ve finansal istikrarın sağlanmasına yardımcı olacaktır.