Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran’ın cinayet davası öncesinde önemli bir açıklama yaptı. Açıklamasında, davanın yarın gerçekleşecek yeni duruşmasına dikkat çekti ve medyanın bu sürece olan sorumluluğunu vurguladı. Şahin, “İlkelere riayet etmeyen sorumsuz yayıncılar hakkında gerekli yasal yaptırımlar uygulanacaktır.” sözleriyle, medyanın etik ilkelerine uyması gerektiğine işaret etti.
Narin Güran cinayeti, Türkiye genelinde büyük bir infial yaratmış ve kamuoyunda geniş bir yankı bulmuştu. 8 yaşındaki bu masum kız çocuğunun hayatına son veren olay, medyanın sorumlu habercilik yapması gerektiği konusunu gündeme getirdi. Ebubekir Şahin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, bu tür olayların araştırılması ve gerçeklerin ortaya çıkarılması sürecinde medyanın rolüne değindi.
Şahin, sözlerine devam ederek, “İlk soruşturma aşamasında maalesef yayıncılık ilkelerini zorlayan medyamızı bu kez azami dikkatli olmaya ısrarla davet ediyorum.” şeklinde bir uyarıda bulundu. Bu, hem yargı sürecine zarar vermemek hem de mağdur tarafların daha fazla zarar görmemesi için kritik bir nokta olarak öne çıkıyor. Medyanın bu süreçte olumsuz bir etki yaratmaması için gerekli önlemleri alması gerektiğine dikkat çekildi.
Özellikle dosya içerisinde yer alan gizlilik kapsamındaki delillerin ifşa edilmesi gibi durumların, davanın akamete uğratılmasına neden olabileceği belirtiliyor. Bu durum, hem adaletin sağlanması hem de medyanın itibarının korunması açısından hayati bir önem taşıyor. Şahin, bu tür tutumlardan kaçınılması gerektiğini vurguladı.
RTÜK Başkanı, medyanın etik ilkelerini, “Yasamızda ve tüm yayıncılarımızın imza vererek onayladığı görsel işitsel medya etik ilkeleri sarihtir.” şeklinde ifade ederek, bu ilkelere uymamanın sonucunda yasal yaptırımlarla karşılaşılabileceğinin altını çizdi. Bu bağlamda, ilkelere bağlı kalmadan hareket eden yayıncıların, herhangi bir muafiyetleri olmayacağını net bir şekilde vurguladı.
Şahin, ayrıca ilkeli habercilik yapan gazetecilere teşekkür ederek, bu davanın her aşamasında medya mensuplarının gösterdiği duyarlılığın önemli olduğunu belirtti. Medya camiasının bu tür zor zamanlarda, sorumluluk bilinciyle hareket etmesinin gerekliliğini bir kez daha hatırlattı.
Sonuç olarak, Narin Güran cinayeti davası, sadece adaletin sağlanması bakımından değil, aynı zamanda medyanın sorumlulukları ve etik değerleri açısından da kritik bir öneme sahiptir. RTÜK’ün yaptığı bu uyarılar, medyanın yargı sürecindeki etkisini yeniden gözden geçirmesi için bir fırsat sunuyor. Tüm bu gelişmeler, Türkiye’deki basın ve ifade özgürlüğü bağlamında da önemli tartışmalara yol açabilir.
