Bitlis’te yaşanan üzücü bir olayda, 44 yaşında bir vatandaşın beyin ölümü gerçekleşmiş ve bu kişinin organları, Diyarbakır’daki iki hastaya umut olmuştur. Bu durum, organ bağışının önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir. 44 yaşındaki erkek hasta, 5 gün önce evinde geçirdiği iki epilepsi nöbetinin ardından Bitlis-Tatvan Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alınmış durumda. Ancak hastanın durumu kritikleşmiş ve yoğun bakımda bir süre kaldıktan sonra beyin ölümü gerçekleşmiştir.
Hastanın ölümü sonrası yakınları, hastane yönetimine başvuruda bulunarak organların bağışlanmasını talep etmişlerdir. Bu isteği değerlendiren hastane yönetimi, Sağlık Bakanlığı ile gerekli yazışmaları yaparak, organların toplanması için harekete geçmiştir. Ünlü doktor Prof. Dr. Mehmet Yılmaz, Diyarbakır Dicle Üniversitesinden hastaneye gelerek başarılı bir operasyonla hastanın her iki böbreğini almıştır.
Op. Dr. Mehmet Yılmaz, yaptığı açıklamada, alınan böbreklerin birinin Dicle Üniversitesi’ne, diğerinin ise Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki böbrek bekleyen hastalara nakledileceğini belirtmiştir. Yılmaz, “Bitlis-Tatvan Devlet Hastanesi’nde 44 yaşındaki bu hastamızın beyin ölümü teşhisinin konulması, sağlık hizmetlerinin en yüksek seviyede yapıldığını göstermektedir. Organ bağışı, organlarımızın toprak olması veya karbonhidrojen moleküllerine ayrılması yerine hayata ikinci bir şans vermiyor. Bu nedenle, organ bağışı yapmak insanlık adına bir borçtur. Özverili bir şekilde bağışta bulunan hastamızın yakınlarına minnettarız” demiştir.
Bitlis-Tatvan Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Gökmen Reyhanlı da konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Reyhanlı, organ bağışının ne denli kritik olduğunu vurgulayarak, “Organ nakli, organ yetmezliği çeken insanların hayatını kurtarmanın en etkili yollarından biridir. Bugün burada, hayatını kaybeden bir vatandaşımızın iki böbreğini başka hastalara umut olmaya gönderdiğimiz için çok mutluyuz. Ekiplerimiz, gerekli tüm yazışmaların ardından bakanlığımızdan onayları alarak bu işlemi gerçekleştirdi” ifadelerini kullanmıştır.
Reyhanlı ayrıca, “Ülkemizde her yıl binlerce insan organ bağışı sayesinde yeni bir yaşam şansı bulmaktadır. Ancak organ bağışına olan ihtiyaç, mevcut bağış oranlarından çok daha fazla. Her bağış, bir hayatın kurtulması ve bir ailenin umutla dolması demektir. Organ bağışı, hem bilimsel hem de etik açıdan tamamen güvenli bir süreçtir. Bağışçı olmaları için vatandaşlarımızdan yalnızca birkaç dakika ayırmalarını istiyoruz. Bugüne kadar hastanemizde 10-15 beyin ölümü tanısında bulunduk fakat bu, ilk organ nakli durumumuz” şeklinde sözlerini sürdürmüştür.
Bu olay, organ bağışının hayat kurtarıcı özelliğini ve bu süreçteki dayanışmanın önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Sağlık çalışanlarının özverili çabaları ve hastanın ailesinin duyarlı davranışı, birçok insanın hayatına dokunmuştur. Olayın ardından taraflar, toplumda organ bağışı bilincinin arttırılması gerektiğinin altını çizmektedir. Böylece, gelecekte daha fazla insanın hayat kurtarma umuduna kavuşması sağlanabilir.