İran’da, 2022 yılında yaşanan olaylar sonrasında sosyal medya yasakları gündeme geldi ve bu yasaklar, ülkenin siyasi ve sosyal dinamiklerini derinden etkiledi. Bu yasakların temel nedeni, 2022 yılının Eylül ayında 22 yaşındaki Mahsa Emini‘nin, ahlak polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybetmesi olayıdır. Bu trajik olay, İran halkında büyük bir öfke ve protesto dalgası başlattı. Sonuç olarak, hükümet sosyal medya platformlarına erişimi kısıtlayarak, bu protestoları bastırmaya çalıştı.
Mahsa Emini’nin ölümü, sadece İran’da değil, dünya genelinde yankı uyandırdı. Bu olay, kadın hakları, özgürlükler ve demokrasi talebini yükselterek uluslararası alanda dikkat çekti. Bu bağlamda, İran yönetimi, protestoların yayılmasını önlemek amacıyla sosyal medya platformlarına erişimi sınırlayarak halkın bilgi edinmesini ve organize olmasını zorlaştırdı. Ancak, bu yasakların getirdiği kısıtlamalar, halkın tepkisini azaltmadı; aksine, yasaklara rağmen birçok kişi sosyal medya üzerinden protestolarını sürdürmeye devam etti.
2023 yılı itibarıyla, İran hükümeti, bazı sosyal medya yasaklarını aşamalı olarak kaldırmaya başladı. Bu hareket, başta gençler ve kadınlar olmak üzere birçok insan için umut kaynağı olmuş durumda. Hükümetin bu adımı, hem iç politikada bir yumuşama hem de uluslararası alanda, özellikle de insan hakları konusunda daha olumlu bir imaj yaratma çabası olarak değerlendiriliyor. Ancak, bu durumu kalıcı bir değişim olarak görmek ve hükümetin niyetlerini anlamak oldukça karmaşık bir mesele.
İran’da sosyal medya yasağının kısmen kaldırılması, kullanıcıların tekrar çevrimiçi platformlarda iletişim kurmalarına ve haberleşmelerine olanak tanımaktadır. Bunun yanı sıra, muhalif seslerin yükselmesi ve sosyal meselelere dair farkındalığın artması da dikkat çeken diğer sonuçlar arasında yer alıyor. Ancak, hükümetin hâlâ çeşitli kısıtlamalar getirmesi ve bazı platformları tamamen kapalı tutması, serbest bir iletişim ortamı sağlamak adına önemli bir engel oluşturmaktadır.
Aynı zamanda, İran halkı arasında sosyal medya kullanımının getirdiği değişimler de gözlemlenmektedir. Gençlerin büyük bir kısmı, sosyal medya aracılığıyla fikirlerini ifade ederken, yaratıcı içerikler üretmekte ve toplumsal meseleler hakkında farkındalık sağlamaktadır. Bu durum, hükümetin sosyal medya üzerindeki kontrolünü zorlaştırmakta ve halkın daha açık bir iletişim ağı oluşturmasına katkı sağlamakta.
Sonuç olarak, İran’daki sosyal medya yasağının kısmi olarak kaldırılması, halka bir nefes alma fırsatı sunmakla birlikte, bu durumun kalıcı olup olmayacağı ve hükümetin gelecekteki tavırları belirsizliğini koruyor. Toplumun her kesiminden yükselen talepler, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmekte ve İran’ın insan hakları konusundaki sicilinin sorgulanmasına neden olmaktadır. Bu bağlamda, İran halkının sosyal medya özlemine ve özgürlük taleplerine yönelik ileride daha fazla gelişme yaşanıp yaşanmayacağı, dünya genelindeki gözlemcilerin merakla beklediği bir konu olmaya devam ediyor.
