Ankara’da, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) eski il yöneticilerinden Ferhat Özcan’ın öldürülmesi davasında, MHP Pursaklar İlçe Başkanı Mehmet Ersin Ekinci’ye ağır bir ceza verildi. Mahkeme, Ekinci’ye “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası verdi ve ardından “takdiri indirim” uygulayarak cezayı 25 yıla indirdi. Ayrıca, sanığın ruhsatsız silah taşımak suçundan da 1 yıl 8 ay hapis cezası aldığı belirtildi.
Duruşma, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşti. Duruşmaya tutuklu sanık Mehmet Ersin Ekinci ile maktul Ferhat Özcan’ın ailesi ve taraf avukatları katıldı. Mahkeme başkanı, bu celsede karar verileceğini duyurarak sanık Mehmet Ersin Ekinci’ye son sözlerini söylemesi için söz verdi. Ekinci, “Pişmanım. Mahkemenin kararına saygı duyuyorum” şeklinde konuştu. Ancak sanığın bu sözleri, maktul Özcan’ın yakınları tarafından sert bir şekilde karşılanarak “Yazıklar olsun” tepkileriyle protesto edildi. Duruşma esnasında, bir kişi sanığa hakaret etti ve bunun üzerine bir kavga meydana geldi. Kavgayı polis ekipleri güçlükle ayırdı.
Mahkeme, sanık Ekinci hakkında oturum sırasında “kasten öldürme” suçunu sabit görerek, müebbet hapis cezası verdi. Cezanın ardından, mahkeme heyeti “takdiri indirim” uyguladı ve sonucu oy çokluğu ile 25 yıla indirdi. Sanık hakkında ruhsatsız silah taşıma suçlamasıyla verilen ceza ise 1 yıl 8 ay oldu. Bu durum, duruşma esnasında mahkeme üyeleri arasında farklı görüşlerin oluşmasına neden oldu. Bir üye, sanık için haksız tahrik indirimi uygulanmasını istedi, ancak diğer üyeler bu talebi kabul etmedi.
Bu dava, Ankara’da şiddete ve suç oranına dikkat çekerken, siyasi partiler arasındaki gerilimlerin de bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Ekinci’nin, Özcan’ı öldürmesi, özellikle MHP camiasında büyük bir infial yarattı. Tehditler, yılgınlık ve gerilimle dolu bir ortamın varlığını sürdüren bu olay, siyasi parti içindeki çatışmalara ve güç mücadelelerine de işaret ediyor. Adaletin tecellisi adına alınan mahkeme kararı, sadece bu olayla sınırlı kalmayıp, toplumda adil yargılama, hukukun üstünlüğü gibi kavramların önemini bir kez daha ön plana çıkarıyor.
Sonuç olarak, bu dava, savunma ve mağdur yakınları arasında büyük tartışmalara yol açarken, mahkeme kararının ardından kamuoyu bu olayı yakından takip etmeye devam edecek. Ek olarak, toplumun bu tür olaylara karşı nasıl bir duruş sergileyeceği ve benzer olayların bir daha yaşanmaması için hangi adımların atılacağı soruları gündemde kalmaya devam edecektir.