Türk sinemasının unutulmaz yapımlarından biri olan ‘Uçurtmayı Vurmasınlar’, 1989 yılında vizyona girdi ve hem eleştirmenler hem de izleyiciler tarafından büyük bir beğeni topladı. Filmin başrollerinde yer alan Nur Sürer, Türkiyeli sinemaseverler tarafından hatırlanan önemli bir oyuncudur. Sürer, filmde bir öğretmeni canlandırırken, ona küçük bir çocuk olan Ozan Bilen eşlik etmişti. Ozan Bilen, o yıllarda canlandırdığı karakter ile Türk sinemasında kendine sağlam bir yer edinmişti.
Yıllar geçtikten sonra, 2024 yılında, Nur Sürer ve Ozan Bilen’in yolları yeniden kesişti. İki oyuncu, ‘Uçurtmayı Vurmasınlar’ filminde bir araya geldiklerinden tam 35 yıl sonra, nostaljik bir etkinlikte bir araya gelerek geçmişi yad ettiler. Bu buluşma, hem oyuncular için hem de filmin hayranları için oldukça duygusal bir deneyim oldu. İkili, etraflarındaki genç nesil ile anılarını paylaşarak, filmin ve o dönemin anısını yaşatmaya çalıştılar.
Nostalji dolu anların yaşandığı bu etkinlikte, Nur Sürer ve Ozan Bilen’in birbirlerine olan bağlılıkları dikkat çekti. İki oyuncunun, o yıllardaki samimi dostluğunun zamanla nasıl birer meslektaşlık ilişkisine dönüştüğü görülmekteydi. Özne olarak, Türk sinemasının tarihi ve geçirdiği evrim hakkında düşüncelerini paylaşan ikili, geçmişin filmografisi üzerinden günümüz sinemasına dair de eleştirilerde bulundu.
Nur Sürer, ‘Uçurtmayı Vurmasınlar’ da aldığı role değinerek, o dönemde filmin eğitim ve toplumsal meseleler üzerine olan etkisini vurguladı. Bu film sayesinde çocukların eğitim hakkının önemine dikkat çekilmesinin yanı sıra, toplumsal hayatta da pek çok insana ilham verdiğini belirtti. Sürer, ‘O dönemki oyunculuk deneyimim benim için çok öğreticiydi’ diyerek o zamanlardaki heyecanını tekrar yaşadığını söyledi. Ozan Bilen de küçük yaşta bu projede yer almanın getirdiği sorumlulukları dile getirdi ve o günlerden kalan anılarını paylaştı.
Bu anlamlı buluşma, aynı zamanda Türk sinemasının geçmişine bir selam durmak ve sinemanın kültürel bağlarını güçlendirmek adına önem taşıyordu. ‘Uçurtmayı Vurmasınlar’ gibi yapımlar, sadece birer film olmanın ötesinde, toplumsal sorunlara ışık tutmayı başararak çok sayıda insanın hayatında iz bırakmıştır. Bu tür etkinliklerin, geçmişin hatırlanmasına ve yeni nesillere aktarılmasına katkı sağladığı herkes tarafından kabul edilmektedir.
Böylece, Nur Sürer ve Ozan Bilen’in tekrar bir araya gelmesi, sadece bir yıldönümü kutlaması değil, aynı zamanda Türk sinemasının köklü geçmişine yapmış oldukları saygının bir ifadesi olmuştur. Tüm bu anlar, hem izleyenler hem de katılımcılar için unutulmaz bir deneyim olarak hafızalarda kalacaktır.