Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın DEM Partililere Cevabı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, DEM Partili bazı siyasetçilerin Türkiye’nin dış politikasını ‘Kürdofobik’ olarak nitelendirmelerine yönelik sert bir yanıt verdi. Fidan, bu eleştirilerin yerinde olmadığını belirterek, Türkiye’nin ulusal çıkarlarına yönelik her türlü tehdide karşı gereken önlemleri alma konusundaki kararlılığını vurguladı. Özellikle, bir ülkenin dış politikasının, kendi toprak bütünlüğü ve güvenliği üzerine tehdit oluşturan unsurlara karşı nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğinden bahsetti.
Fidan, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bize silah çekene düşmanlık yapmamızı ‘Kürdofobik’ olarak nitelendirmeniz gerçeklikle bağdaşmıyor. Bu tür bir yaklaşım, hem güncel gelişmelerle hem de uluslararası ilişkilerin dinamikleriyle uyumsuzdur.” Dışişleri Bakanı, 2025 yılına girerken, özellikle siyasi tartışmalarda daha güncel ve sağduyulu bir yaklaşım sergilenmesi gerektiğini ifade etti. Fidan’ın bu çıkışı, politik arenada dikkat çekici bir tartışma başlattı.
DEM Partisi’ni eleştirirken, ülke çıkarları ve ulusal güvenliğin ön planda olması gerektiğini ifade eden Hakan Fidan, Türkiye’nin bölgede yaşanan birçok soruna karşı nasıl bir politik duruş sergilediğine de değindi. Fidan, “Yanlış bir analiz ve tespit ile hareket edilmesinin, toplumda yanlış bir algı oluşturabileceği” uyarısında bulundu. Ayrıca, uluslararası ortamda bu tür söylemlerin Türkiye’nin pozisyonunu zedeleyebileceğini belirtti.
Bu yorumlar, Türkiye’nin düzenlediği operasyonlar ve yürüttüğü dış politikanın, ‘Kürdofobik’ bir yaklaşım olarak değerlendirilmesi konusunda DEM Partisi tarafından dile getirilen eleştirilerin düzeltici bir şekilde cevaplanması anlamına geliyor. Hakan Fidan, bu tür eleştirilerin, Türk toplumunda yanlış anlamalara neden olabileceği uyarısında bulunarak, eleştirilerin daha gerçekçi bir çerçevede yapılması gerektiğini belirtti.
Sonuç olarak, Hakan Fidan’ın bu açıklamaları, Türkiye’nin dış politikasına yönelik eleştirilerin sorgulanmasına ve uluslararası ilişkilerde izlenmesi gereken stratejilere daha geniş bir perspektiften bakılmasına ön ayak olabilir. Fidan, bu tür tartışmaların sadece Türkiye’nin bölgedeki değil, küresel aktörlerle olan ilişkilerini de doğrudan etkileyebileceğini dile getirdi.