Aydın, yazısında önemli noktalara değindi.
Dünyada, geçmişi kısıtlı olan bazı ülkeler ve şehirler, yapay yapılarla turist çekmeye çalışırken, Türkiye’nin köklü geçmişi ve tarihi mirası bu durumu gereksiz kılıyor. Zira atalarımız, her yerde medeniyetlerinin izlerini taşıyan eşsiz eserler bırakmış durumda.
Bursa’nın kıymetli Hanlar Bölgesi de bu mirasın bir parçası. Geçmişte atalarımız, hanlar, hamamlar, bedestenler, çarşılar, şifahanesiz, camiler ve daha birçok yapıyı inşa etmiş. Bugün dahi bu yapılar işlevselliğini koruyor.
Ancak bu muazzam yapıların ardından neler yaşandığına dikkat çekmekte fayda var. Zamanla popülizmin etkisiyle bu tarihi eserlerin çevresi, göze çarpan yeni yapılar tarafından kuşatıldı. Birçok eser ise kayboldu, yok oldu ya da sahiplenilmedi.
Bursa’nın bu kıymetli tarihini yeniden canlandırmak adına önemli adımlar atıldı. Önceki belediye başkanlarından Recep Altepe döneminde birçok tarihi eser tekrar hayata döndürüldü. Ayrıca Vakıflar Genel Müdürlüğü de bu süreçte büyük katkılar sağladı.
Daha sonra, Alinur Aktaş döneminde Çarşı ve Hanlar Bölgesi yeniden gündeme geldi. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın desteğiyle bu çalışmalar yürütüldü. Şimdi ise Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, bu sürecin devamını sağlayacağına dair umut veriyor.
Çarşıbaşı’na her bakışımızda, geçmişin izleri yeni bir estetikle gözler önüne seriliyor. 37 binanın yıktırılarak rekreasyon alanı haline getirilmesi, Bursa’nın en cazip buluşma noktalarından birini oluşturdu. Ayrıca, seçim öncesinde açılan BURFAŞ Kafe de bu alana farklı bir soluk kazandırdı.
Tarihine sahip çıkmak, yalnızca fiziksel eserleri kurtarmaktan ibaret değil. Şehir, böylesi bir dönüşümle kimliğini yeniden kazanıyor. Çirkin ve estetikten uzak yapılar ortadan kalkarken, gömülü kalmış tarih gün yüzüne çıkıyor. Artık Ulucami ve hanlar, daha belirgin bir şekilde görünür hale geldi.
Bu süreç elbette kolay geçmedi. Başarı, fedakarlık gösterenlerin çabalarıyla elde edildi. Kararlı siyasi irade bu projeleri hayata geçirdi ve her başkanın vizyonunun bir yansıması oluşturuldu.
Çarşı’yı canlandıran bu tür projelerin devam ettirilmesi gerektiği açık. Ortaya çıkarılan her bir tarihi eser, şehre milyonlarca turist çekebilir. Tarihi bölgelerdeki kamulaştırmalar ve yıkımlar sürdürülecek olursa, Bursa’nın tarihi zenginliği daha da belirginleşecektir.
Geçmişine sahip çıkan şehirler, gelişimlerini daha hızlı bir şekilde gerçekleştirebilir. Bursa, bu açıdan oldukça zengin bir mirasa sahip ve bu miras, şehrin en büyük hazinelerinden birini oluşturuyor. Tüm belediye başkanlarının, restorasyon ve onarım çalışmlarını sürdürmesi büyük önem taşıyor.
