Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, 2025 yılına dair enflasyon verilerini değerlendirerek önemli açıklamalarda bulundu. Özellikle Aralık 2024 dönemine ait veriler üzerine yaptığı yorumlar, ekonomik durumun iyileşme sinyalleri taşıdığını gösteriyor.
Bakan Kacır, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, yıl sonu itibarıyla tüketici enflasyonunun %1,03 olarak gerçekleştiğini, yıllık tüketici enflasyonunun ise %44,4 seviyesine gerilediğini belirtti. Bu verilerin, mal enflasyonunun %36,1 ve temel mal enflasyonunun %27,4 seviyelerine düşmesiyle birlikte, Türkiye’nin dezenflasyon sürecindeki ilerlemeleri işaret ettiğini vurguladı.
Bakan Kacır, açıklamasında üretici enflasyonunun da aylık bazda %0,4 ve yıllık bazda %28,5 seviyelerine inmiş olmasının, dezenflasyon sürecindeki gelişmeleri doğruladığını ifade etti. Bu durumu, fiyat istikrarının sağlanmasının yanı sıra, yatırımların hızlanması açısından da oldukça önemli bulduğunu dile getirdi.
Bakan Kacır, açıklamalarında enflasyonun 2025 yılında düşüş hızının artmasıyla birlikte yatırım, istihdam, üretim ve ihracat gibi alanlarda daha fazla ilerleme kaydedileceğine inandığını belirtti. Türkiye’nin ekonomik rotasındaki olumlu gelişmeler, istihdamın artması ve ekonomik büyümenin hızlanması açısından umut verici bir tablo sunuyor.
Yılsonu enflasyon verileri, genel ekonominin sağlığı açısından kritik bir öneme sahip. Enflasyondaki düşüş, hem hanehalkı hem de yatırımcılar için mali bir rahatlama anlamına gelirken, aynı zamanda hükümetin ekonomik politikalarının ne kadar etkili olduğunu da göstermektedir. Bununla birlikte, Kacır’ın açıklamaları, piyasalarda güvenin artmasına ve ekonomik aktivitelerin canlanmasına zemin hazırlayabilir.
Sonuç olarak, Bakan Kacır’ın değerlendirmeleri, Türkiye’nin ekonomi politikalarında yaşanan olumlu gelişmeleri ortaya koymakta ve gelecekteki ekonomik büyüme için umut vadetmektedir. Dezenflasyon süreci, ekonomik istikrarın sağlanmasına yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor ve bu süreçte gereken desteklerin sağlanması, Türkiye’nin ekonomik kalkınma hedefleri açısından hayati önem taşımaktadır.
