Eski Kilis Belediye Başkanı Ekrem Çetin (71) ve oğlu Cahit Çetin’i (27) hedef alan korkunç bir cinayet olayı, 2005 yılında yaşandı. Geçmişteki bu olay, uzun bir süre unutulmadı ve cinayetle ilgili araştırmalar devam etti. Ancak suçlunun, süre içinde ortaya çıkmayan bir isim olması, durumu daha da karmaşık hale getirdi.
Cinayet, Kilis’te bir restoranda gerçekleşti. Ekrem Çetin ve oğlu, normal bir akşam yemeği yiyorlardı. Olay anında, Lütfü Arslan adlı kişi, belirlenen bir sebeple restorana girdi ve tabancasıyla iki kişiye de ateş açtı. İki kurban, olay yerinde hayatlarını kaybetti. Bu cinayet, toplumda büyük bir infial yarattı ve halk arasında uzun süre tartışıldı.
Lütfü Arslan, cinayet sonrasında hemen kaçtı ve bu durum, güvenlik güçleri için önemli bir soruşturmayı başlattı. Ancak 19 yıl boyunca Arslan’ın izini bulmak mümkün olmadı. Bu süreç içinde, cinayet soruşturmasıyla ilgili birçok gelişme yaşandı fakat Arslan’ın yakalanması için gereken delil ve bulgular bir türlü elde edilemedi.
Aradan on dokuz yıl geçtikten sonra, Lütfü Arslan’ın bir ipucu sayesinde Gaziantep’te bulunduğu tespit edildi. Bu durum, hem güvenlik güçleri hem de Kilis halkı için önemli bir gelişmeydi. Eğer aradan bu kadar uzun bir süre geçmeseydi, Arslan’ın yakalanması belki de daha önce gerçekleşecekti. Nihayetinde, Gaziantep’te yakalanan Arslan, cinayetle ilgili suçlamalarla karşı karşıya kaldı.
Bu olay, cinayetlerin çözümündeki zorlukları ve zamanla suçlunun nasıl iz bırakmadan kaybolabileceğini bir kez daha gösterdi. Uzun yıllar süren araştırmalar, cinayetlerin peşini bırakmayan dedektifler için bir ders niteliği taşıdı. Ayrıca, bu tür suçlar, sadece mağdurları değil, aynı zamanda onların ailelerini de derinden etkiliyor. Ekrem Çetin ve Cahit Çetin’in öldürülmesiyle başlayan acı, yine yıllar sonra ortaya çıkan bu olayla tazelendi.
Böylece, bu cinayet davası, hukukun işleyişi ve adaletin sağlanması konusunda önemli bir dönüm noktası haline geldi. Lütfü Arslan’ın yakalanması, Kilis’in yanı sıra, tüm Türkiye’de suçla mücadeledeki kararlılığın bir sembolü olarak görüldü. Bu durum, hem geçmişte hem de günümüzde adaletin yerini bulmasının önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Son olarak, bu tür olayların yaşanmaması adına daha sıkı bir güvenlik önlemi ve toplum bilincinin artırılması gerektiği düşünülmekte. Uzun süre kayıp olan bir suçlunun yakalanması, adaletin ne kadar önemli bir rol oynadığını da ortaya koyuyor. Şimdi gözler, Lütfü Arslan’a kesilen cezanın ne olacağına ve bu cinayet için ne kadar bir süre geçtikten sonra hesap sorulacağına çevrildi.
