Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın 2025 Bütçe Görüşmeleri Açıklamaları
2025 yılı bütçe görüşmeleri kapsamında, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, önemli bir açıklama yaptı. Bu açıklama, özellikle gençlerin dijital dünyada daha güvenli bir şekilde yer alabilmelerine yönelik düzenlemeleri içeriyor. Bakan Göktaş, “Fiziksel ve zihinsel gelişimlerini de göz önünde bulundurarak, 16 yaşından küçük çocuklarımız için sosyal medya ve dijital oyun platformlarını düzenleyen bir mevzuat hazırlığı içerisindeyiz” dedi. Bu ifadeler, gençlerin sosyal medya ve dijital oyunlarla olan etkileşimlerinin korunmasına yönelik bir adım atılacağının sinyallerini veriyor.
Bakan Göktaş’ın bu açıklaması, pek çok ebeveyni ve vatandaşları ilgilendirirken, aynı zamanda gençlerin dijital dünyada daha sağlıklı bir şekilde yer alması için atılacak adımın önemini de vurguluyor. Sosyal medya platformları ve dijital oyunların, özellikle çocukların gelişimleri üzerindeki etkileri uzun zamandır tartışılmakta. Bu nedenle, 16 yaşın altındaki bireylerin dijital deneyimlerinin düzenlenmesi gerekliliği, toplumun her kesiminden destek bulmaktadır.
Türkiye’de, çocukların dijital dünyadaki güvenliğini sağlamak amacıyla sürekli olarak yeni politikalar geliştirilmekte. Bakan Göktaş, bu sürecin bir parçası olarak, 16 yaş altındaki çocuklar için özel bir mevzuat hazırlanacağını belirtirken, çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimlerinin de göz önünde bulundurulacağını ifade etti. Bu durum, Bakanlık tarafından atılacak adımların, sadece çocukların güvenliğini sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda onların sağlıklı bir şekilde büyümesi için gerekli alt yapıyı oluşturma amacını taşımaktadır.
Sosyal medya ve dijital oyunların çocuklar üzerindeki etkileri, son yıllarda akademik çevrelerde ve kamuoyunda yoğun bir şekilde ele alınmıştır. Çocukların bu platformlarda maruz kalabileceği olumsuz içerikler, onları zararlı etkilere açık hale getirebilir. Bakan Göktaş’ın yaptığı açıklama, bu tür içeriklerin denetlenmesi ve kontrol altına alınmasına yönelik bir hareketin başlangıcı olabilir. Bu durum, çocuklara sağlanan dijital deneyimlerin daha güvenli hale gelmesini temin edebilir.
Bu mevzuat çalışmaları, yalnızca devletin çocukları koruma çabalarıyla sınırlı kalmayacak; aynı zamanda ailelerin de çocuklarının dijital dünyadaki etkileşimlerini daha dikkatli bir şekilde yönetebilmesine katkıda bulunacaktır. Aileler, çocuklarının hangi platformları kullandığını ve hangi içeriklere ulaştığını takip edebilecek ve böylelikle onların güvenliğini sağlamada daha aktif bir rol üstleneceklerdir.
Sonuç olarak, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın 2025 bütçe görüşmelerinde gündeme getirdiği sosyal medya düzenlemesi, Türkiye’de gençlerin dijital ortamda daha sağlıklı bir şekilde gelişim göstermelerini sağlamak amacıyla önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Bu torna, gelecekte hayata geçirilecek olan siyasi ve toplumsal reformların da yapı taşlarını oluşturacaktır.
